Hiv Hastalığı Nedir?

Hiv Hastalığı Nedir?

Belirtileri Nelerdir?

HIV insanda bağışıklık yetmezliği yapan virüstür. HIV hastalığı yerine HIV virüsünün sebep olduğu AIDS hastalığı demek daha doğru olur. Tüm dünyada yaygın olarak var olan bir viral enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyada 37 milyon kişi bu virüsü taşımaktadır. Virüsün ilk olarak hayvandan insana zoonotik olarak geçtiği söylenmektedir. HIV dünyada ilk defa Demokratik Kongo Cumhuriyeti nde görüldü. İnsandan insana bulaşabilen tehlikeli bir virüs olduğu için kısa zamanda tüm dünyaya yayıldı. 1983 yılında izole edildikten sonra üzerinde birçok araştırma yapıldı bilim dünyasının yakından takip ettiği insan hayatını tehdit eden bir virüstür. HIV virüsü insan bağışıklık sistemini çökertir ve enfekte kişiyi savunmasız bırakır. HIV virüsü Retro virüs ailesinin alt sınıfındandır. Retro virüsler birbirine benzeyen iki tek iplikçikli RNA taşırlar. Bu virüs ailesi özeldir ve çok sonra tespit edilmiştir. Normalde DNA dan RNA, RNA dan ise protein üretilir diye bilinirdi hatta bu döngünün adı Santral Dogma idi. Ancak Retro virüslerin ters transkriptaz enzimi vasıtasıyla RNA dan DNA ürettiği kanıtlandı ve dogma yıkılmış oldu. İlk olarak 80’li yıllarda hayatımıza giren bu virüs o günden bu yana 35 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olmuştur. Hala kesin bir tedavisi bulunamamıştır. Elektron mikroskobu ile inceleme sonucunda virüsün dondurma külahına benzeyen kendine has bir öz yapısı olduğu gözlenmiştir. HIV taksonomik olarak Lentivirüs cinsinin alt türlerinden biridir. Genel olarak 5 ana grup Lentivirüs vardır. Bunlar sığır bağışıklık yetmezliği (BIV), at bağışıklık yetmezliği (EIV), kedigiller bağışıklık yetmezliği (FIV), koyun/keçi bağışıklık yetmezliği (CAEV) ve insanların da dahil olduğu primat bağışıklık yetmezliği olan HIV şeklindedir. HIV olduğu şüphelenilen kişinin belirtileri hemen göstermesi beklenmez. Genelde 3-8 hafta içinde tüm belirti ve bulgulara rastlanır. Nadir olarak 1-5 yıl sonra belirtilere rastlanılan hastalar da olmuştur. HIV şüphesi olan kişiye ELİSA testi yapılır. Bu testte şüpheli kişiden kan örneği alınarak enfeksiyon kapıp kapmadığına bakılır. Alınan kan laboratuvar ortamında incelenerek anti-HIV antikorlarının olup olmadığına göre yorum yapılır. Bu antikorlar bağışıklık sistemi tarafından üretilen ve virüsle savaşan antikorlardır. Bu test pozitif çıkarsa kişinin virüsü taşıdığı anlamına geliyor ancak 3 ay sonra yeniden tekrarlanması gerekiyor.

Korunma Ve Tedavi

Kırılgan bir yapıya sahip olan HIV vücut dışında yaşayamaz. Önemli olan enfekte olmuş kişiden vücutlar arası sıvı transferine müsaade etmemektir. HIV anne sütüyle, kanla veya döl sıvılarıyla bulaşır. Sağlık Bakanlığının verilerine göre korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşma oranları %49,4’tür. Bu da birliktelik sırasında prezervatif kullanmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Maalesef günümüzde HIV için kesin tedavi bulunmamaktadır. Ancak bilim dünyasının araştırmaları sonucunda birtakım ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlar AZT (Zidovudine) gibi virüsün çoğalmasını engelleyen ilaçlardır. Bu ilaçlar kesin tedavi sağlamasa da kişinin daha kaliteli bir yaşam sürmesini destekler. Fakat tamamen ortadan kaldırmaz. Burada önemli olan korunmak ve erken tanı. Erken tanı hem enfekte kişinin yaşam kalitesini arttıracak hem de bulaşmasını engelleyecektir.